Ana Sayfa

Müslüman Saati (Ezânî Saat) Nedir?

musluman-saati-ezani-saat-nedir

Müslüman Saati (Ezânî Saat) Nedir?


Zerrecik ZERREZÂDE, eski dostumuz alaturka saati (sembolik de olsa) mekânında ağırlamaktan mutluluk duyar.

Alaturka saat, 1925 yılında alafranga saatin kabul edilmesiyle kullanımdan kaldırılan eski bir dost; müslüman kişinin yol arkadaşı. İslâmi yaşam tarzına uygun, düşmanı bol bir zaman ölçer. Ecnebî ibtilâsının kurbanlarından sâdece biri...

Alaturka Saat Nasıl Kullanılır?


Alaturka saat, akşam ezânı okunurken saatin 12'ye ayarlanması esâsına dayanır. Bu yüzden ezânî saat adıyla da anılır. Güneşin hareketlerini baz alır ve 12 saatlik bir kullanım alanı sunar. Ecnebîlerin bitmek bilmeyen ve dinlenmesi olmayan 24 saatlik gününe karşılık alaturka saat, akşam erken uyumayı ve sabahın ilk ışıklarıyla güne başlamayı temin eder. Tıpkı İslâm'da olması gerektiği gibi...

Alaturka Saat Nasıl Ayarlanır?


Eskiden câmilerin yanındaki muvakkithânelerde zaman hesâbını yapan muvakkitler olurdu. Cep saatlerini bu muvakkithânelerdeki saatlere göre ayarlayan insanlar olduğu gibi, akşam ezânı okunurken saatlerini 12'ye güncelleyenler de vardı. Akşam ezânı vakti şehirler arasında farklılık göstereceği için herkes bulunduğu şehri baz alıyordu.


alaturka-saat-nasil-ayarlanir


Alafranga (Vasatî) Saatten Ezânî Saati Bulmak

Muvakkit Yusuf Ziya Tokcan, Konya Arzına Mahsus Devri Daim Tokcan Takvimi kaynağında şöyle tarif edilmiş:
"Vasati saatle olan evkati şer'iyeden Ezani vakitleri bulmak için aşağıdaki tarif edilen usul tatbik olunur.

Herhangi bir memleketin Hakîki mevki coğrafyasına göre vasati saatle hesap edilmiş Evkatı Şer'iye takviminden o memlekete âit herhangi bir gün için Ezani saatle yatsı vaktini bulmak matlup olsa: İstenen güne âit vasati saatle yatsı vaktinden o günün vasati akşam saati çıkartılır. Baki kalan Ezani saatle yatsı vakti olur. Vasati saatten diğer İmsak, Güneşin Doğuşu, Öğle ve İkindi vakitlerinin Ezani saatlerini bulmak matlup olsa: İstenen tarihten bir gün evvelki vasati saatle Akşam saati 24 saatten çıkarılarak (Güneş battıktan sonra 24 saatin ikmaline kadar olan zaman bulunur.) Kalan rakam istenen vasati vakte toplanır. Çıkan toplam Ezani vakit olur.Toplam on iki saatten fazla ise 12 saat çıkarılır kalan Ezani saat olur.

Misal: 5 Ocakta Konya'da Ezani saatle ikindi vaktini bulmak için: 

Bu takvimde 5 Ocaktan bir gün evveline âit yani 4 Ocaktaki vasati Akşam saati 16:48 dir.24 saatten çıkardığımızda 24:00-16:48=7:12 kalır. Bu 7:12 yi 5 Ocaktaki vasati saatle ikindi vakti olan 14:36 ile topladığımızda 14:36+7:12=21:48 olur. 21:48 den 12 saati çıkardığımızda 21:48-12=9:48 olur ki Konya'da Ezani saatle ikindi vakti 9 saat 48 dakika olmuş olur. Diğerleri buna kıyasla bulunur." 1

alafranga-saatten-ezani-saati-bulmak-muvakkit-takvimi
Muvakkit Yusuf Ziya Tokcan - Asırlar Cetveli, Yıllar Cetveli, Aylar Cetveli (Fotoğraflar-a) 2


Edebiyatta Alaturka Saat ve Kitaplardan Alıntılar

Günümüzde alafranga saati kullanırken ezânî saati hayallerde canlandırmanın çok zor olduğunun farkındayız. Bu zorluğu bir parça azaltması amacıyla, konuyla ilgili kitaplardaki bazı alıntıları da buraya eklemeyi uygun gördük.

Abdülhak Şinasi Hisar, Fahim Bey ve Biz kitabında, alaturka saate ve eski günlere ilişkin bakın neler yazmış:

"Bu, daima güneşe teveccüh eden bir saatin kullanıldığı, onun battığı anın tam on iki sayıldığı ve akşam ezanı başladı mı saatlerin on ikiye ayar edildiği zamanlardı.

O zamanlarda evlerimizde namaz vakitlerini bildiren saatlerin mevkii pek büyüktü. Ekser evlerin sofasında içi beyaz alaturka kadranlı, siyah yelkovanlı, cevizden dolabını yer yer kurtlar yemiş ihtiyar bir kuyruklu saat sallanarak, tıpkı bir gönlün yorgunluklarından gelen hırıltılı seslerle işlerdi. Ve gûya doğrudan doğruya zamanın geçmesinden çıkan bu hüzünlü ses eski neşelerin terk etmiş bulunduğu ıssız sofaları bir muvakkıthane, bir cami uğultusuyla doldururdu." 3

"O zamanlarda sokağa çıkmış olan hanımlar ezani saat on bire doğru ve beyler de on iki sularında evlerine dönerlerdi. Bire doğru da akşam yemeğine oturulurdu. Ertesi sabah on iki raddelerinde kalkılır ve beyler iki buçuğa, üçe doğru işlerine giderlerdi. Hanımlar, ekseriyetle, sokağa ancak öğleden sonra çıkarlardı." 4
Alaturka saatten bahsedip de muvakkithâneleri unutmak olmaz elbette... Muvakkithâneler hakkında da Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, Saatleri Ayarlama Enstitüsü kitabında yazdıklarına bakalım:

"Adım başında muvakkithaneler vardı. En acele işi olanlar bile onların penceresi önünde durarak cebinden, servetlerine, yaşlarına, cüsselerine göre altın, gümüş, sadece savatlı, kordonlu, kordonsuz, kimi bir iğne yastığı, yahut kaplumbağa yavrusu kadar şişkin, kimi yassı ve küçük, saatlerini besmeleyle çıkarırlar, sayacağı zamanın kendileri ve çoluk çocukları için hayırlı olmasını dua ederek ayarlarlar, kurarlar, sonra kulaklarına götürerek sanki yakın ve uzak zaman için kendilerine verdikleri müjdeleri dinlerlerdi. Saat sesi bu yüzden onlar için şadırvanlardaki su sesleri gibi hemen hemen iç âleme, büyük ve ebedî inançların sesiydi. Onun, kendisine mahsus, hayatın her iki buudunda genişleyen hassaları vardı. Bir taraftan bugününüzü ve vazifelerinizi tayin eder, öbür taraftan da peşinde koştuğunuz ebedî saadeti, onun lekesiz ve arızasız yollarını size açardı." 5
Fakat bu konuda Ahmed Haşim, Gurebahane-i Laklakan kitabının "Müslüman Saati" isimli yazısında hârika şeyler paylaşmış bizimle. Alıntıların aralarında, Server Dayıoğlu'nun İstanbul Muvakkithâneleri kitabından çektiğimiz ve birleştirdiğimiz çeşitli fotoğraflar da mevcut:

"Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu üslub-ı hayata göre de 'saat'lerimiz ve 'gün'lerimiz vardı. Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve nihayetini akşamın ziyaları tayin ederdi." 6

"Ecnebi saati ibtilâsından evvel bu iklimde, iki ucu gecelerin karanlığıyla simsiyah olan ve sırtı, muhtelif evkatın kırmızı, sarı ve lâcivert ateşleriyle yol yol boyalı, azim bir canavar halinde, bir gece yarısından diğer bir gece / yarısına kadar uzanan yirmi dört saatlik 'gün' tanılmazdı. Ziyada başlayıp ziyada biten, on iki saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı. Müslümanın mesut olduğu günler, işte bu günlerdi; şerefli günlerin vakayi'ini bu saatlerle ölçtüler." 7

"Giden saatler babalarımızın öldüğü, annelerimizin evlendiği, bizim doğduğumuz, kervanların hareket ettiği ve orduların düşman şehirlerine girdiği saatlerdi. Bunlar hayatı etrafımızda serbest bırakan geniş lâkayd dostlardı. Gelen yabancılar ise hayatımızı bozup onu meçhul bir düstura göre yeniden tanzim ettiler ve ruhlarımız için onu tanılmaz bir hale getirdiler. Yeni 'ölçü' bir zelzele gibi, zaman manzaralarını etrafımızda zir ü zeber ederek eski 'gün'ün bütün sedlerini harap etti ve geceyi gündüze katarak saadeti az, meşakkati çok, uzun, bulanık renkte bir yeni 'gün' vücuda getirdi. Bu Müslümanların eski mesut günü değil, bedmestleri, evsizleri, hırsızları ve katilleri çok ve yeraltında mümkün olduğu kadar fazla / çalıştırılacak köleleri sayısız olan büyük medeniyetlerin acı ve nihayetsiz günü." 8

muvakkithaneler-muvakkithane-fotograf-istanbul-muvakkithaneleri
Server Dayıoğlu - İstanbul Muvakkithaneleri (Fotoğraflar-b) 9

"Unutulan eski saatler içinde eksikliği en ziyade hasretle tahattur edilen saat akşamın on ikisidir. Artık 'on iki' solgun yeşil sema altında, ilk yıldıza karşı müezzinin Müslümanlara hitap ettiği, sokakların lâcivert bir sisle kapandığı, ışıkların yandığı, sinilerin kurulduğu ve yarasaların mahzenlerden çıkıp uçuştuğu o müessir ve titrek saat değildir. Akşam telâkkisinden koparak gâh öğlenin hararetinde ve gâh gece yarılarının karanlığında mevhum bir zamanı bildiren bu saat, şimdi hayatımızda renksiz ve şaşkın bir noktadır." 10

"Yeni saat, Müslüman akşamının mahzun ve müşa'şa' dakikasını dağıttığı gibi, yirmi dört saatlik yabancı 'gün'ün getirdiği maişet şekli de bizi fecr âleminden mehcur bıraktı. Başka memleketlerde fecri yalnız kırdan şehre sebze ve meyve getirenlerin ahmak gözleriyle muztariplerin şişkin kapaklar içinden bakan kırmızı ve perişan gözleri tanır. Bu zavallılar için fecrin parıltıları, yeniden boyuna geçirilecek olan hayat ipinin kanlı ilmeğini aydınlatan bir ziyadır. Hâlbuki fecir saati, Müslüman için rüyasız bir uykunun nihayeti ve yıkanma, ibadet, neşe ve ümidin başlangıcıdır. Müslüman yüzü, kuş sesleri ve çiçek kokuları gibi fecrin en güzel tecellilerindendir. Kubbe ve minareleri o alaca saatte görmemiş olan gözler, taşa en ilâhî manayı veren o muhayyirü'l-ukul mimarîyi anlamış değillerdir. Esmer camiler, fecrden itibaren semavî / bir altın ve semavî bir çini ile kaplanır ve İslâm ustalarının nâtamam eserleri o saatte tamamlanır. Bütün mabetler içinde güneşten ilk ziya alan camidir. Bakır oklu minareler, güneşi en evvel görmek için havalarda yükselir." 11

istanbul-muvakkithaneleri-muvakkithane-fotograflari
Server Dayıoğlu - İstanbul Muvakkithaneleri (Fotoğraflar-c) 12

"Şimdi heyhat, eski 'saat'le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarsaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi Müslüman evindeki saat, başka bir alemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi, biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz." 13

Kısacası...

İşte böyle sevgili Zerre.
Sen de hemen şehir ve ilçe bilgilerini listeden seçerek eski zamanlara bir selâm verebilirsin. Yetmezse bu saati kullanabilirsin bile... Hemen ulaş lütfen, kaynak kodlarını paylaşalım...

İnançla ve sevgiyle...




Dipnotlar ve Alıntılar - Kaynakça - Açıklamalar - Fotoğraflar



1- Muvakkit Yusuf Ziya Tokcan - Konya Arzına Mahsus Devri Daim Tokcan Takvimi
2- Fotoğraflar-a: Zerrecik ZERREZÂDE
3- Abdülhak Şinasi HİSAR - Fahim Bey ve Biz
4- Abdülhak Şinasi HİSAR - Fahim Bey ve Biz
5- Ahmet Hamdi Tanpınar - Saatleri Ayarlama Enstitüsü
6- Ahmed Haşim - Gurebahane-i Laklakan
7- Ahmed Haşim - Gurebahane-i Laklakan
8- Ahmed Haşim - Gurebahane-i Laklakan
9- Fotoğraflar-b: Zerrecik ZERREZÂDE
(Atik Ali Paşa Camii Muvakkithanesi, Atik Valide Camii Muvakkithanesi,
Ayasofya Cami Muvakkithanesi Ön Cephesi, Beykoz Camii Muvakkithanesi,
Beylerbeyi Camii Muvakkithanesi'nin kitabesi, Dolmabahçe Camii Muvakkithanesi)
10- Ahmed Haşim - Gurebahane-i Laklakan
11- Ahmed Haşim - Gurebahane-i Laklakan
12- Fotoğraflar-c: Zerrecik ZERREZÂDE
(Eyüp Sultan Camii Muvakkithanesi, Kanlıca İskender Paşa Camii Muvakkithanesi,
Kasımpaşa Camii Muvakkithanesi, Kocamustafapaşa Camii Muvakkithanesi,
Yeni Camii Muvakkithanesi, Nusretiye Camii Muvakkithanesi)
13- Ahmed Haşim - Gurebahane-i Laklakan


0
Zerrecik ZERREZADE | Zerreyiz, zerresiniz, zerreler...
TÂĞUTU
reddetmeyen
Cennete GİREMEZ!