Tâğutun Reddi: Tüm Peygamberlerin Çağrısı

 

tagutun-reddi-tum-peygamberlerin-cagrisi

"Tâğut"un Reddi:
Tüm Peygamberlerin Çağrısı


Günümüzde bilerek yanlış yorumlanan
ve tahrif edilen "TÂĞUT" kavramı,
Ashâb-ı Kirâm'ın çocuklarına daha
küçükken ezberlettiği aşağıdaki
ifâdeler ile karşımıza çıkıyor:
"Amentü billah ve kefertü
bit tağut" (Allâh'a îman
ettim ve tâğutu reddettim)

(İbn Şeybe, Sünen)

Tâğutu Reddetmek Neden Bu Kadar Önemli?


Çünkü tâğutu reddetmeyenin îmânı geçerli değildir. 

Tâğut, "tuğyan" kelimesinden gelmektedir. Tuğyan da, "haddi aşmak, azgınlık, sınırı geçmek" gibi anlamlara gelir. Bu yüzden Allah ile birlikte ya da Allâh'ın dışında itâat ve ibâdet  edilen, insanları Allah'tan uzaklaştıran ve Allâh'ın hükmünü yok sayan, Allâh'a karşı haddini aşan her şey tâğuttur. 

İbn-i Kayyım der ki:

“Tâğut, ibâdet edilen, tâbi olunan veyâhut da itâat olunan olsun, kulun haddini aşmasına vesîle olan her şeydir. Her kavmin tâğutu, Allah ve Rasûlü dışında onun hükmüne başvurdukları, Allâh’ı bırakıp ibâdet ettikleri, basîretsizce Allâh’ın dışında tâbi oldukları veyâhut da Allah’tan başka itâat ettikleri kimselerdir. Kim Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in getirdiğinin dışında bir şeyin hükmüne başvurur veya o şeyle hüküm veririse, tâğut ile hükmetmiş ya da tâğuta muhâkeme olmuş demektir.”
İşte bu yüzden Allâh'ın şerîatından başka kanunlarla hükmedenlere; Allâh'a karşı hadlerini aşmaları, isyan etmeleri, Allâh'ın kâinat  için belirlediği nizâmı yok saymaları, insanların Allâh'ın kanunları ile yönetilmelerine engel oldukları için tâğut denilmektedir. Bu bakımdan, insanları Allâh'a ve rasûlüne itâatten ve ibâdetten alıkoyan her şey tâğuttur. Şeytan, putlar, sihirbazlar, kâhinler, Allâh'ın hükmüyle hükmetmeyen yöneticiler, insanlara gerçekleri anlatmayarak onları saptıran din adamları ve imamlar ve hatta insanın nefsi...  Çünkü Allâh'ın emirlerine ve yasaklarına karşı nefsin hevâ ve hevesleri ile hareket eden, nefsine itâat edip peşinden giden insanlar da nefsini tâğut edinmiş olur. Konunun önemini kavramak için önce Allâh'ın şerîat ve hükümlerine itâat etme ile ilgili, sonra da tâğuta itâat ile ilgili âyetleri okuyalım.

Allâh'ın Hükmüne İtâat ile İlgili Âyetler


Her kim Allah’ın indirdikleriyle hükmetmezse onlar kâfirlerin ta kendileridir. (Mâide, 44)

Sana, kendinden önceki Kitab’ı doğrulayan ve onun üzerinde denetleyici olan (bu) Kitab’ı hak olarak indirdik. Onların arasında Allah’ın indirdiğiyle hükmet. Sana gelen haktan (seni saptıracak olan) hevalarına/arzularına uyma. Sizden her bir (ümmet) için bir şeriat ve yol kıldık. Şayet Allah dileseydi sizi (şeriatı ve yolu aynı olan) tek bir ümmet yapardı. Lakin size verdiklerinde sizleri denemek için (şeriat ve yollarınızı farklı kıldı. Öyleyse) hayırlarda yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. İhtilaf ettiğiniz şeylerde (kimin haklı olduğunu) size haber verecektir. (Mâide, 48)

Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve onların heva/arzularına uyma! Allah’ın sana indirdiği bazı (hükümlerde) seni fitneye düşürmelerinden sakın. Şayet yüz çevirirlerse bil ki Allah, onları bazı günahları nedeniyle cezalandırmak istiyor. Şüphesiz ki insanlardan birçoğu fasıktır. (Mâide, 49)

Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar? Yakinen inanmış bir kavim için kim Allah’tan daha güzel hüküm sahibi olabilir? (Mâide, 50)

Tâğuta İtâat ile İlgili Âyetler


Dinde zorlama yoktur; artık doğru ile eğri birbirinden ayrılmıştır. Artık kim tâğutu reddedip Allah'a iman ederse, kopmaz ve kırılmaz, sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah ise herşeyi işiten, herşeyi bilendir. (Bakara, 256)

Andolsun ki biz her ümmet arasında: “Allah’a ibadet/kulluk edin ve tağuttan kaçının.” (diye tebliğ etmesi için) resûl göndermişizdir. Allah içlerinden kimisine hidayet bahşetti, kimisine ise sapıklık hak oldu. Yeryüzünde gezip dolaşın ve yalanlayanların akıbetinin nasıl olduğuna bir bakın. (Nahl, 36)

Allah, iman edenlerin dostu ve yardımcısıdır; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostu da tâğutlardır ki, onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. Onlar ateş ehlidir; orada ebedî olarak kalacaklardır. (Bakara, 257)

İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise tağutun yolunda savaşırlar. (Öyleyse) şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi pek zayıftır. (Nisâ, 76)

Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele. (Zümer, 17)


Ayrıca, "Şehidlik Kavramı ve İslâm" isimli paylaşımı okumak için buraya tıklayabilirsin...

Paylaş:
0
Zerrecik ZERREZADE | Zerreyiz, zerresiniz, zerreler...
TÂĞUTU
reddetmeyen
Cennete GİREMEZ!